Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Sümerolog Muazzez İlmiye ÇIĞ; Başörtüsünün kaynağının Sümerli “kutsal fahişeler” olduğunu söylüyor. Konuyu sadece bu şekliyle biliyoruz. Konu günümüzden binlerce yıl önce bir Sümer şehri olan Nippur’da bulunmuş 10-15 cm büyüklüğünde çivi yazılı tabletler içinde bulunan SÜMERLİ LUDINGIRRA’nın yaşam öyküsünü anlatan 23 bölümlük tabletlerde geçmektedir. Bu tabletler sanıldığı gibi tüm olarak değil kırık parçalar halinde bulunmaktadır. Bu tabletlerin bir kısmı Amerika, bir kısmı Avrupa ve bir kısmı da İstanbul Arkeoloji Müzesi arşivinde bulunmakta.
Bu tabletlerin 18 no.lu olanında bu başörtüsü ve kutsal fahişelerden bahsedilmektedir. O ilgili kısımlar aşağıda sunulmuştur:
Rahibeler sıraya dizilmiş, bizleri şöyle bir gözlediler. Aralarında bir fısıldaşma oldu ve beş tanesi içlerinden ayrılarak bize doğru geldi. Her biri, birimizi seçerek elimizden tutup bu işler için ayrılmış olan aşk odaları denen odalara götürdüler. Ben rahibeleri kendimiz seçeceğiz zannetmiştim. Halbuki onlar sokak fahişeleri değildi ki… Bunlar Tanrıçamızın görevini üstlenen kutsal fahişelerdi, düşünememiştim o zaman . Onların başı Tanrı’nın gelini sayılır ve yüksek düzeydeki kadınlardan olur. Diğerleri, Tanrı’nın odalıklarıdır…………..
…………… Başını örtü ile sarmıştı. Yanlarından siyah lüle lüle saçları görünüyordu. Birden aklıma geldi; kutsal fahişelerin sokakta başlarını örtmek zorunda olduğunu biliyordum. “Demek tapınağın içinde de başlarını örtüyorlarmış” dedim içimden. ……….
Sümer mabetlerinde vaktiyle seks yapan kadınlar kutsal kadın sayılıyor, yani mabette kutsal olarak kabul ediliyordu. Onlar bir nevi eğitici gibiydiler. Bu kadınların başlarına bir örtü örterek, kendilerini diğer rahibelerden ayırıyorlardı.
İnanna isminde tanrıçaları aynı zamanda fahişelerin de koruyucusuydu. Ama tabletlerde kutsal fahişelik sokaklarda değil tapınaklarda yapılır deniyor. Sümer mabetlerinde rahipler ve rahibeler bulunur. Rahibeler ise kendi aralarında 20’ye yakın sınıfa ayrılırlar. Mabetlerde rahibelik müessesi ilk olarak Ur şehrinde Akad kralı 1.nci Sargon’un kızı Enheduanna ile başlar. Daha sonra ise Sumer ve Akad’da hangi kral başa geçerse onun kızı bu göreve atanır ve bu gelenek M.Ö. 1800’lere kadar sürer. Ana Tanrıça İnanna’ya adanan mabetlerde rahibelerin özel görevi genel kadınlık, yani fahişeliktir. Kutsal fahişelik görevinin en büyük amacı genç erkeklere ilk cinsel deneyimi yaşatmaktır. Bu yüzden bu rahibeleri sokak fahişelerinden ayrı tutmak gerekir. Daha sonra bu gelenek Babil ve Asurlulara geçmiştir. Her ne kadar Babil’de kızlar evlenmeden önce tapınak önlerinde bu görevi yapsa da Sümerlerde bakirelik çok önemli olduğundan sadece rahibeler kutsal fahişelik yapardı. Mabet fahişeliği kutsal bir görev sayıldığından bunu sadece gönüllüler yapardı, bunlar da diğer rahibelerden ve sokaktaki diğer kadınlardan ayrılmaları için başlarını başörtüsü ile bağlarlardı ve bu bir yasaydı. Daha sonra M.Ö. 1600 yıllarında bir Asur kralının yaptığı kanunun 40. Maddesine göre bütün evli ve dul kadınların başlarını örtmesi, kız ve sokak fahişelerinin ise başı açık dolaşmaları emredilmiştir. Şayet sokak fahişeleri başlarını örterse çok ağır ceza alıyorlardı. Mabet fahişeliği görevi daha sonra Babilliler ve Asurlular vasıtasıyla Kenanlılara oradan da İsraillilere geçmiştir. Ama Tevrat incelendiğinde bu geleneği kaldırmak için yapılan çabalar gözlenmektedir.
Tarih: 2019-09-26 08:13:01 Kategori: Toplum
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Başörtüsünün Kökeni Nedir
Bu tabletlerin 18 no.lu olanında bu başörtüsü ve kutsal fahişelerden bahsedilmektedir. O ilgili kısımlar aşağıda sunulmuştur:
Rahibeler sıraya dizilmiş, bizleri şöyle bir gözlediler. Aralarında bir fısıldaşma oldu ve beş tanesi içlerinden ayrılarak bize doğru geldi. Her biri, birimizi seçerek elimizden tutup bu işler için ayrılmış olan aşk odaları denen odalara götürdüler. Ben rahibeleri kendimiz seçeceğiz zannetmiştim. Halbuki onlar sokak fahişeleri değildi ki… Bunlar Tanrıçamızın görevini üstlenen kutsal fahişelerdi, düşünememiştim o zaman . Onların başı Tanrı’nın gelini sayılır ve yüksek düzeydeki kadınlardan olur. Diğerleri, Tanrı’nın odalıklarıdır…………..
…………… Başını örtü ile sarmıştı. Yanlarından siyah lüle lüle saçları görünüyordu. Birden aklıma geldi; kutsal fahişelerin sokakta başlarını örtmek zorunda olduğunu biliyordum. “Demek tapınağın içinde de başlarını örtüyorlarmış” dedim içimden. ……….
Sümer mabetlerinde vaktiyle seks yapan kadınlar kutsal kadın sayılıyor, yani mabette kutsal olarak kabul ediliyordu. Onlar bir nevi eğitici gibiydiler. Bu kadınların başlarına bir örtü örterek, kendilerini diğer rahibelerden ayırıyorlardı.
İnanna isminde tanrıçaları aynı zamanda fahişelerin de koruyucusuydu. Ama tabletlerde kutsal fahişelik sokaklarda değil tapınaklarda yapılır deniyor. Sümer mabetlerinde rahipler ve rahibeler bulunur. Rahibeler ise kendi aralarında 20’ye yakın sınıfa ayrılırlar. Mabetlerde rahibelik müessesi ilk olarak Ur şehrinde Akad kralı 1.nci Sargon’un kızı Enheduanna ile başlar. Daha sonra ise Sumer ve Akad’da hangi kral başa geçerse onun kızı bu göreve atanır ve bu gelenek M.Ö. 1800’lere kadar sürer. Ana Tanrıça İnanna’ya adanan mabetlerde rahibelerin özel görevi genel kadınlık, yani fahişeliktir. Kutsal fahişelik görevinin en büyük amacı genç erkeklere ilk cinsel deneyimi yaşatmaktır. Bu yüzden bu rahibeleri sokak fahişelerinden ayrı tutmak gerekir. Daha sonra bu gelenek Babil ve Asurlulara geçmiştir. Her ne kadar Babil’de kızlar evlenmeden önce tapınak önlerinde bu görevi yapsa da Sümerlerde bakirelik çok önemli olduğundan sadece rahibeler kutsal fahişelik yapardı. Mabet fahişeliği kutsal bir görev sayıldığından bunu sadece gönüllüler yapardı, bunlar da diğer rahibelerden ve sokaktaki diğer kadınlardan ayrılmaları için başlarını başörtüsü ile bağlarlardı ve bu bir yasaydı. Daha sonra M.Ö. 1600 yıllarında bir Asur kralının yaptığı kanunun 40. Maddesine göre bütün evli ve dul kadınların başlarını örtmesi, kız ve sokak fahişelerinin ise başı açık dolaşmaları emredilmiştir. Şayet sokak fahişeleri başlarını örterse çok ağır ceza alıyorlardı. Mabet fahişeliği görevi daha sonra Babilliler ve Asurlular vasıtasıyla Kenanlılara oradan da İsraillilere geçmiştir. Ama Tevrat incelendiğinde bu geleneği kaldırmak için yapılan çabalar gözlenmektedir.
Tarih: 2019-09-26 08:13:01 Kategori: Toplum
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx